Metin2 , Metin2 Hile , Metin2 Bot , Metin 2 , Metin2 Multihack , Metin2 PvP , Metin2 Private Ser
Daha İyi Hizmet İçin Üye Olunuz:)
Sayın Misafirler Konulara Baktığınızda En Azında Yorum Değilde Üye Olursanız Seviniriz.Üyeliklerini 24 Saat İçinde Aktif Etmeyen Üyelerin Üyelikleri Otomatik Aktif Olcaktır..

Safranbolu.... Buton_uye_ol

Join the forum, it's quick and easy

Metin2 , Metin2 Hile , Metin2 Bot , Metin 2 , Metin2 Multihack , Metin2 PvP , Metin2 Private Ser
Daha İyi Hizmet İçin Üye Olunuz:)
Sayın Misafirler Konulara Baktığınızda En Azında Yorum Değilde Üye Olursanız Seviniriz.Üyeliklerini 24 Saat İçinde Aktif Etmeyen Üyelerin Üyelikleri Otomatik Aktif Olcaktır..

Safranbolu.... Buton_uye_ol
Metin2 , Metin2 Hile , Metin2 Bot , Metin 2 , Metin2 Multihack , Metin2 PvP , Metin2 Private Ser
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Safranbolu....

Aşağa gitmek

Safranbolu.... Empty Safranbolu....

Mesaj tarafından Rebel Justice Cuma Ekim 08, 2010 1:17 am

Safranbolu’nun Tarihi
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Anadolu’nun kuzey batı kesiminde, Antik Devirde tarihçi Homeros’un İlyada destanında Paplagonya olarak geçmektedir.Yörede sırası ile Hititler, Frigler, dolaylı yoldan Lidyalılar, Persler, Helenistik Krallıklar (Pondlar), Romalılar, Selçuklular, Çobanoğulları, Candaroğulları ve Osmanlılar egemenlik kurmuşlardır.
Safranbolu 1196 tarihinde Selçuklu Sultanı II.Kılıç Arslan’ın oğlu Muhiddin Mesut Şah zamanında Türklerin eline geçmiştir. Tarihi süreç içerisinde ise 1213-1280 tarihleri arasında Çobanoğullarının, 1326-1354 tarihleri arasında Candaroğlullarının, 1354-1402 ve 1423 yılından itibaren de Osmanlıların egemenliğine girmiştir.
Safranbolu, tarihi geçmişinde, en üstün ekonomik ve kültürel düzeyine Osmanlı döneminde ulaşmıştır. Kentin 17. yy da İstanbul-Sinop kervan yolu üzerinde önemli bir konaklama merkezi oluşu, bölgede ticaretin gelişimine olanak sağlayarak zenginleştirmiştir. (Bu dönemde İstanbul ve Kastamonu ile yoğun ilişkiler yaşanmış, Osmanlı devlet adamlarından bazıları kente önemli eserler bırakmışlardır.
Safranbolu geleneksel Türk toplum yaşantısının tüm özelliklerini yansıtan ve uzun tarihi geçmişinde yarattığı kültürel mirası çevresel dokusu içinde koruyan örnek bir kenttir. Sahip olduğu zengin kültürel mirası kent ölçeğinde korumadaki başarısı Safranbolu’yu “Dünya Kenti” ününe kavuşturmuş ve UNESCO tarafından “Dünya Miras Listesi”ne alınmıştır.
Tüm ülkede bulunan yaklaşık 50 bin kadar korunması gerekli Kültür ve Tabiat varlığının 1131’i Safranbolu’ dadır. Bu zenginlik kenti bir Müze Kent haline getirmiş, korumacılıktaki başarısı ise kente “Korumanın Başkenti” ünvanını kazandırmıştır.
Kentin ününü oluşturan Safranbolu Evleri 18.ve 19.yy. Türk hayatının geçmişini, kültürünü, ekonomisini, teknolojisini ve yaşama biçimini yansıtan mükemmel mimarlık bilgisi ile yapılmışlardır. Yaklaşık 2000 geleneksel Türk evi bulunmaktadır. Bu evlerin 800 kadarı yasal koruma altındadır.
Geriye doğru 3000 yıllık tarihi geçmişe sahip olan Safranbolu pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış ve günümüze bir kültür zenginliği olarak ulaşmıştır. Özellikle Osmanlı döneminden kalma han, hamam, cami, çeşme, köprü ve eşsiz konaklar gelenlere hayranlık uyandıracak niteliktedir.
1975 yılında Anıtlar Yüksek Kurulunun Safranbolu’yu kentsel sit ilan etmesi ile akademik düzeyde başlayan kente olan ilgi , zamanla ülkemiz sınırlarının dışına taşmıştır. 90’lı yılların başından bu yana küçük ve orta ölçekli turistik tesislerin oluşumu ile turizm ilçe ekonomisindeki yerini hissettirmeye başlamış, terk edilen konaklar, otel, lokanta gibi işlevlerle yaşama dönüştürülmüş, bozulan arnavut kaldırımları yeniden yapılmış, anıtsal eserler restore edilmeye başlanmış, kaybolmak üzere olan el sanatları turistik amaçla yeniden canlılık kazanmıştır.
Safranbolu’nun İsimleri Safranbolu’nun belgelere dayanan bilinen ilk tarihi Bizans Döneminde başlamaktadır.(395-1453) Bizans Döneminde Safranbolu Dadybra (Dadibra), Müslüman Arap akınları karşısında bir müstahkem kale olarak (Akratia) kurulmuş ve önem kazanmıştır.
Bizanslılar döneminde kentin adı Dadybra’dır. 1196 tarihinde Selçuklular zamanında kentin adı Zalifre olmuştur. Beylikler döneminde ve Osmanlıların ilk zamanlarında kentin adı Borglu ve Borlu şeklini almıştır. 16 yy. Osmanlı Tapu ve Tahrir defterinden izlenebileceği gibi Borlu, yöreye yerleşen Taraklı Aşiretinden dolayı “Taraklıborlu” olmuştur.
Taraklıborlu adından sonra Safranbolu için Osmanlılar döneminde kullanılan diğer adlar, 18 yy. ortalarında “Zağfiran-ı Borlu”, 19 yy. ikinci yarısında kısa bir süre için “Zağfiran-ı Benderli” 19. yy. son çeyreğinden itibaren “Zağfiranbolu”, son olarakta “Zafranbolu” ve “Safranbolu” biçimine dönüşmüştür.
Kente adını veren Safran bitkisi kendi ağırlığının yüz bin katı kadar sıvıyı sarıya boyayabilme özelliğine sahiptir. Gıda, ilaç ve kozmetik sanayiinde kullanılmaktadır. Bu ilgi çekici bitkinin dünyada üretildiği ender yerlerden biri Safranbolu’dur.


Coğrafya

Konumu
Coğrafi bakımından ilçe engebeli bir bölgede yerleşmiştir. İlçenin en alçak noktası 300 metre, en yüksek noktası 1750 metre, şehir merkezinin en alçak noktası 400 metre, en yüksek noktası ise 600 metre civarındadır. İlçenin yüzölçümü 1013 km2’dir ve bunun büyük bölümü ormandır.
Safranbolu kuzeybatı Karadeniz bölgesinde Karabük iline bağlı bir ilçe merkezidir. Denizden kuş uçumu 65 km. içerde bulunan, koordinatları 41˚-16' kuzey enlemi ile 32˚-41' doğu boylamındadır.
Komşu iller; Bartın ve Kastamonu,

Komşu ilçeler; Ulus, Eflani, Araç ve Ovacıktır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]




İklimi
Safranbolu Karadeniz ve İç Anadolu iklimi arasında bir geçiş kuşağındadır. Kara iklimi özelliklerinden şiddetli kış ve kurak yaz görülmez. Yağışlar mevsimlere dağılmakla beraber kara iklimi etkisiyle en çok yılın ilk yarısında düşer. Kış ve ilkbahar uzun sürer. Yaz temmuz başından eylül sonuna kadar devam eder. Kar yağışı ise Aralık ayında başlar.

En sıcak aylar; Temmuz, Ağustos – (ortalama max. 40˚ C)
En soğuk aylar; Ocak, Şubat, Mart – (ortalama min. -10˚ C)
En yağışlı aylar; Ocak, Şubat, Haziran – ( aylık ortalama 50 mm.)
En kurak aylar; Temmuz, Ağustos, Eylül – (aylık ortalama 22mm.)
Yıllık ortalama yağış; 500 mm.
Yıllık ortalama yağışlı gün sayısı; 67
Yıllık karla örtülü gün sayısı; 35
Yıllık ortalama nem; %60

Şehir merkezinin farklı yükseklikler üzerinde kurulmuş olması ve çevresinde ormanların bulunması nedeniyle, Çarşı bölgesi ile Bağlar arasında sıcaklık farklılıkları vardır. Vadi içinde bulunan Çarşı bölgesi daha ılık ve rüzgarlardan korunmalı olduğundan kışlık yerleşim bölgesidir. Daha yüksekte bulunan bağlar kesimi ise hava akımlarına açık, yaz aylarında serin, kış aylarında karlı olması nedeniyle yazlık yerleşim bölgesidir. Komşu ilçeler; Ulus, Eflani, Araç ve Ovacıktır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]



Akarsuları

Kuzeyden gelen Tokatlı deresi şehir başlangıcında Gümüş deresi adıyla Kıranköy ve Kale arasından geçer. Kuzeydoğudan gelen Akçasu deresi ile Aşağı tabakhanede birleşir ve oradan da Araç çayına dökülür. Bağlar ile Bulak köyü arasından geçen Bulak deresi de Karabük-Safranbolu yolunu keserek Araç çayına dökülür. Araç çayı da Soğanlı çayı ile birleşerek Filyos çayından Karadeniz´e dökülür.



















Safranbolu Evleri Ve Mimari Özellikleri
Safranbolu Evleri, yüzlerce yıllık bir süreçte oluşan Türk kent kültürünün günümüzde yaşamaya devam eden en önemli yapı taşlarıdır. İlçe merkezinde 18. ve 19.yy. ile 20.yy. başlarında yapılmış yaklaşık 2000 geleneksel Türk evi bulunmaktadır. Bu eserlerin 800 kadarı yasal koruma altındadır. Evler Safranbolu´nun iki ayrı kesiminde gruplanmış durumdadır. Birincisi “Şehir” diye bilinen ve kışlık olarak kullanılan kesim, ikincisi “Bağlar” diye bilinen ve yazlık olarak kullanılan kesim.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Şehir, yönetim merkezinin bulunduğu Kale, alışveriş merkezinin bulunduğu Çarşı, evlerin bulunduğu Akçasu, Gümüş, Musalla, Kalealtı ve Tabakhane semtlerinden oluşmaktadır. Bu kesim iklimin olumsuz etkilerine karşı korunmuş, alçak rakımlı iki vadinin içindedir. Burada evler birbirine yakın, sokaklar dardır. Bağlar birkaç yüz metre daha yüksekte, hava akımlarına açık ve daha geniş araziler üzerindedir. Hemen hemen herkesin bir kışlık bir de yazlık evi vardır. Yöre halkı kışın şehirdeki evinde yaşar ve yazın havaların ısınmasıyla Bağlardaki yazlık evine göçer. Ancak “Çarşı” üretim ve ticaret hayatı yazın da aynen sürer.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Tüm evler kendilerine göre daha merkezi konumdaki kamu binalarına, dini yapılara ve anıt eserlere dönüktür. Hangi evden bakılırsa bakılsın manzara kapanmaz. Evlerin yakın plan cepheleri kör, uzak plan cepheleri açık ve birbirlerini izleyecek konumdadır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Şehrin ortasında bulunan meydana yönelik yollar ve sokaklar tamamen arnavut kaldırımlıdır. Anıt eserlerin avluları ve meydanlar da arnavut kaldırımlıdır. Mevcut taş kaplama tarzı rutubeti en aza indiren, sel sularına karşı dayanıklı ve ağaç köklerinin yeterli su almasına uygun yapıdadır.
Safranbolu evinin boyutu ve biçimini belirleyen üç temel unsurdan söz edilebilir: Çok nüfuslu büyük aile yapısı, yağışlı iklim, kültürel ve maddi zenginlik. Bir ailede karı kocanın normal olarak iki ya da üç çocuğu vardır. Erkek evlat evlendirilince ona ayrı bir ev açılmaz, gelin aynı eve getirilir. Amcalar, yengeler, halalar ve torunlarında dahil olduğu aile hep birlikte bir evde yaşarlar. Evin kadınına işlerde yardım etmek amacıyla evlerin çoğunda evlatlık kız bulunur. Evlatlık kız evin kızı gibi görülür.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Kalabalık aile yapısının yanında evlerde harem-selamlık ayrımı vardır. Ailelerin sahip olduğu hayvanlar evin zemin katındaki ahırlarda barındırılır. Yağışlı iklim nedeniyle kapalı alan ihtiyacı da fazladır. İnsan ve hayvan yiyecekleri, yakacak odunlar hepsi evin uygun bölümlerinde muhafaza edilirler. İşte tüm bunların sonucu olarak Safranbolu evleri büyük hacimlidir.
Doğa-insan-ev; sokak-ev, sokak-çarşı ilişkileri son derece düzenli ve dengelidir. Çevreye olduğu kadar komşuya da saygı egemendir. Hiçbir ev diğerinin görünüşünü engellemez. Evlerin yapımında taş, kerpiç ahşap ve alaturka kiremit kullanılmıştır. Bahçeler sokaktan taş duvarlarla ayrılmıştır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Din ve gelenekler evi dışarıya kapar, bu yüzden ev içi ve bahçeler yüksek duvarlarla ayrılmıştır, pencereler kafeslidir, kadın yabancı erkeğe görünmez. Bazen aynı evin içinde bile, kadınlar ve erkekler ayrı ayrı yaşarlar. Safranbolu´da selamlık ve harem olarak ikiye bölünmüş böyle evler vardır. Hacı Memişler Bağ evinde ve Kaymakamlar Evinde harem ve selamlık girişleri değişik katta iki ayrı sokaktan sağlanmıştır. Aile yaşantısını tedirgin etmeden kolay ulaşılabilen bir odası da selamlık olarak kullanılır. Selamlık odaları biraz daha özenlidir.
Evin girişinde zemin katta “hayat” vardır. Bu bölüm eğer taş kaplıysa “taşlık” adını alır. Burada ışık almayı sağlayan ahşap kafes “gliste” mevcuttur. Zemin katlarda ayrıca ahırlar, büyük kazan ocakları ve ambarlar bulunur.
Üst katlara ahşap ustalığının üstün örneklerini sergileyen merdivenlerle çıkılır. İkinci kat diğer katlara göre daha basıktır. Bu katta gerektiğinde yatak odası olarak da kullanılabilen bir mutfak bulunur. Gündelik yaşam orta katta geçer. Soğuk kış günlerinde bu katın ısıtılması daha kolay olur.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Üçüncü kat evlerde mükemmelliğe varılan noktadır. Bu katta tavanlar daha yüksektir. Odalara sekiz kenarlı bir çokgenden oluşan “sofa”nın daha kısa olan dört çapraz kenarından açılan kapılardan girilir. Odaların giriş kapıları köşelerdedir ve oda ile doğrudan teması kesen özel ahşap paravana düzeni bulunur. Odaların her biri bir çekirdek aileyi ya da bir aile yakının barındırabilecek tüm unsurlara sahip, bağımsız birim olarak tasarlanmıştır. Bu doğrultuda her odada ahşap dolapların (yüklük) içerisinde bugünün duş kabinlerini andıran gusülhaneler mevcuttur.
Safranbolu evlerindeki çıkmalar, evin dış görünümünü tek düzelikten kurtarır. Evlerin pencereleri çok özel biçimde tasarlanmış olup dar ve uzuncadır. Ahşap kanatlı pencerelerde ayrıca “muşabak” denilen kafesler bulunur.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Evlerde ısınma ocaklarla sağlanır. Ocaktan alınan közler mangala konarak taşınır. Katlar arasında zaman zaman tecrit malzemesi kullanılmış olsa da ahşap evlerde ısının muhafazası güçtür. Bu nedenle prensip mekanın değil insanın ısıtılmasıdır. Soba ise son dönemlerde kullanılmıştır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Aydınlatma aracı gaz yağı lambasıdır. Son zamanlarda “lüks lamba” diye tanımlanan, daha büyük boyutlu ve daha fazla ışık veren lambalar kullanılmıştır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Evlerin bazılarının içlerinde serinlik vermesi ve yangından korunmak amacıyla yapılmış olan havuzlar bulunmaktadır.


El Sanatları
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Safranbolu’da eskiden ticaret ,el sanatları üretimi ve zanaatlar, “Lonca” sistemi ile yürütülürdü. Yemeniciler Loncası, Tabakhane Loncası, Demirciler Loncası gibi. Semercilik, bakırcılık, kalaycılık, kunduracılık, saraçlık, nalbantlık kaybolmak üzere olan zanaatlardandır. Bugün Safranbolu’nun Çarşı kesiminde lonca geleneğine göre kurulmuş çarşıları, o günlerin havası içinde izlemek hala mümkündür.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]



Yöresel Yemekler
Yiyecek,içecek, Yöreye özel mutfak kültürü, yazlık kışlık olarak hazırlanan yiyecekler;
Geleneksel Türk mutfağının zengin yemek çeşitlerini Safranbolu Mutfağında da görmek olasıdır. Yöreye özgü yemek türlerinin yanısıra, sonbaharda günümüzde daha çok köylerde yapılan kış hazırlıkları dikkat çeker.
Bunlar: domates salçası, tarhana, yayım (erişte), asma yaprağı salamuru, dut pekmezi, üzüm pekmezi, üryani erik kurusu tavşut (elma kurusu),dut kurusu, elma ayva kızılcık (kiren)suyundan yapılan marmelat kışın sulandırılarak içilir.Evlerde saç ekmeği denilen yufka yapılır.Saç ekmeği serin bir yerde saklanır, ihtiyaç oldukça sulanarak yumuşatılır, üstü örtülüp bir süre bekletildikten sonra kare veya dikdörtgen şekilde katlanarak sofraya konulur. Yeşil fasulye, etli dolma kavrulmuş kıyma sarılır. Eskiden daha çok önem verilen Kıyma ve kavurma, tavalarda uzun süre pişirilip kavrulur, kıyma sahanı denilen büyük sahanlara doldurulur, soğuduktan sonra kalıplaşan kıymalar serin bir yerde korunur.Kış boyunca bu kıyma kalıplarından küçük parçalar halinde kesilerek yemeklerde kullanılır. Özellikle tarhana çorbası, yayım ve bükmede kullanılır.
YEMEKLER
Çorbalar
Tarhana Çorbası : Kışlık olarak hazırlanan tarhana hamuru kurutularak un haline getirildikten sonra kullanılır. Eskiden kahvaltıda yenilen tarhana çorbası,günümüzde turşu ile birlikte diğer öğünlerde sofraların vazgeçilmez ikilisidir.
Yayım Çorbası: Yayım(ev makarnası) yağ, kavrulmuş kıyma ve salça suyla kaynatılır.Kaynayan suya bir miktar yayım konularak pişirilir.
Pirinç Çorbası: Pirinç iyice yumuşayana kadar haşlanır.Piştikten sonra üzerine tereyağı, Üzerine tereyağı karabiberle eritilerek dökülür.Maydanozla süslenir. Özellikle kentte bayram, düğün, iftar yemeklerinde, cenaze evinde cenazeden sonra üçüncü günpişirilir.
Çılbır:Kaynayan yağlı suya iyice çırpılmış yumurtalar ağır ağır akıtılıp karıştırılarak pişirilir. Üzerine sirke ve tereyağı konur.
Borana: Katı yumurta ve süzme yoğurttan hazırlanır.Karışımın üzerine sarımsak, kırmızıbiber ve tereyağı ile hazırlanan sos dökülür.
Et Yemekleri
Bütün Et Yemeği: Koyun ve erkeç etinin kemikli parçaları kızartılır, salça ve az su ile pişirilir,maydanozla süslenir. Düğünlerde ve bayramlarda baş yemek olarak mutlaka sofrada bulunur.
Yahni : Koyun ve erkeç eti biraz salça ile sulu olarak pişirilir.Düğün bayram ve iftar yemeklerindendir.
Kuyu Kebabı:Safranbolu’nun Güney bölgesinde yapılan bir kebap türüdür.Özel şekilde yapılmış kuyular odun yakılarak hazırlanır. Kuzular kancalarla kuyuya sallandırılır. Üzeri kapatılarak çamurla sıvanır.Kendi buharı ile piştikten sonra parçalanarak servis yapılır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Etli Koruklu Bamya :Koruk henüz tatlanmamış ham üzümlerin suyu iyice kaynatılarak hazırlanır. Kuşbaşı et ile pişirilen bamyaya bir çay kaşığı koruk ilave edilerek ekşi olması sağlanır. İftar sofralarının baş yemeğidir.
Etli yaprak Dolması : Bölgede üzüm bağları çok olduğundan asma yaprağı da boldur.Yağlı kıyma, pirinç,bulgur ince kıyılmış soğan biraz tuz, karabiber ve salça ile hazırlanan iç, haşlanmış yapraklara özenle sarılır.Özellikle düğünlerde eş dost biraraya gelerek tencerelerle sarılan dolma, yufka ekmeğine sarılarak servis yapılır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Ekşili Köfte: Kıymaya bir miktar tuz ve karabiber konularak hazırlanan fındık büyüklüğündeki köfteler yağda kızartılır, miyaneli kaynamış suda pişirilir. Ekşilik vermesi için koruk konulur.
Sirkeli Kelle : Özellikle kurban bayramlarında kurbanın kafa ve işkembesi temizlenip yumuşayana kadar pişirilir. Sonra küçük parçalar halinde kesilir.Miyane, sirke ve sarımsak tuz,biber ilave edilerek pişirilir.Sonbaharda danagöz üzümü çıktığında yenir.
Bandırma: Kazın yağı ile hazırlanır Özel şekillerde kesilmiş yufka kalınca açılarak kaynayan yağlı suya atılır.Sudan çıktıktan sonra sıcakken yenir. Bu yemek daha çok çevre köylerde bilinir ve yapılır. Kalabalık aileler biraraya geldiğinde yapılır.
Keşkek :Safranbolu’nun köylerinden Yazıköy’e has bir yemektir. Bayramlarda derin bir tencereye 3- 4 kg erkeç eti ,aşurelik buğday , biraz salça , tuz ve karabiber konularak tencere ağzına kadar su ile doldurulur.Önceden ısıtılmış özel keşkek fırınlarına ağzı açık olarak akşamdan konulur sabah fırından alınan keşkek eş dost ve akrabaların davet edildiği bayram sofrasında sütle ıslatılıp tekrar pişirilen “bişi” adı verilen yufka ile ikram edilir.
Güveç : Özellikle yazın kuzu eti ve yaz sebzeleri ile hazırlanan güveç,çarşıda esnafların birlikte hazırlayıp ekmek fırınında pişirdikleri bir yemek olup, iftar sofralarında da tercih edilen sıcak yemekler grubundadır.
Etli Bulgur Aşı : Daha çok köylerde yapılan bu yemek, kuzu eti, bulgur, yağ, salça konularak pilav gibi değil , sulu pişirilir.
Sebze ve Zeytinyağlılar
Tereyağlı Uzun Pakla (Fasulye): Taze fasulye uçları temizlenip kırılmadan yıkanıp tepsi gibi yayvan bir tencereye dizilir. İsteğe göre üzerine soğan ve domates dilimleri ile süslenir. Karıştırmadan ve kapağı açılmadan kısık ateşte pişirilir.Pişirilen fasulyenin üzerine eritilmiş kızgın tereyağı dökülür.Sıcak servis yapılır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Dilme Bakla (fasulye) : Taze fasulye ayıklanıp yıkandıktan sonra dilimlenir. Bir bez üzerine serilerek kurutulur. Kışlık olarak hazırlanan dilme pakla haşlandıktan sonra suyu süzülerek servis tabağına alınır. Üzerine sarmısaklı yoğurt ve eritilmiş tereyağı dökülerek servis yapılır.
Zeytinyağlı Yaprak Dolması : Asma yaprağının büyükçe olanların haşlanır. Pirinç, soğan ve zeytinyağı kavrularak biraz pişirilir. Hazırlanan malzeme yapraklara etli dolmadan daha ince ve daha uzun sarılır.Kısık ateşte pişirilir.Bayramlarda, misafir kabul günlerinde tercih edilen bir yemek çeşididir.
Hamur İşleri
Su böreği : kıymalı, peynirli ve mantarlı olarak yapılan su böreği bayramlarda, düğünlerde ve davet ve iftar yemeklerinde mutlaka yapılır ve konuklara ikram edilir.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Safranbolu Bükmesi : Özellikle hamurişleri yönünden zengin bir kültüre sahip olan Safranbolu’lu ailelerin haftasonu keyfinin önemli bir parçasıdır. Kavrulmuş kıyma, ince doğranmış soğan ,ıspanak veya pazı,biraz karabiberden oluşan iç, fırınlarda pide hamuru içine konularak pişirilir.Pişince üzerine tereyağı sürülür. Kiren şerbeti ile birlikte ikram edilir. Hafta sonlarının dışında cenaze evine eş dostları tarafından yaptırılır, mevlitlerde de ayranla birlikte konuklara ikram edilir.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Cevizli Keşli Yayım: Keş: süzme yoğurda tuz ilave edilip bir tülbentten süzülerek katı hale getirilir.Tek tek yuvarlak şeritler halline getirilip kesilir ve kurutulur.Kurutulmuş keş bez torbalarda muhafaza edilir.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Yayım: Un,yumurta ve su ile katı bir hamur yoğrulur.Bu hamurdan yapılan pazılar iki yufka kalınlığında açılır, serilip kurutulur. Hafif kuruyan yufkalar üstüste konur. Ortadan ikiye kesilir , kesilip ayrılan üstüste konularak 2-3 cm genişliğinde tekrar kesilir.Kibrit çöpü kalınlığında kesilerek kurutulur. Kaynayan suya atılan yayım yumuşayana kadar pişirilir.Piştikten sonra soğuk su ilave edilir ve hemen süzülür. Üzerine dövülmüş ceviz ve rendelenmiş keş serpilir. Kızdırılmış tereyağ dökülür. Sıcak servis yapılır.
Perohi : Mantı hamuru açılır. Kare şeklinde kesilen yufka içine süzme yoğurt ve nane karışımı konularak üçgen şekilde kapatılarak kaynayan suda haşlanır. Piştikten sonra üzerine tereyağ dökülerek servis yapılır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Cevizli Çörek: Mayalı hamur açılarak arasına sıvı yağ sürülür ve ceviz konularak rulo yapılır.Dikdörtgen kesilerek fırın tepsisine dizilir üzerine yumurta sarısı sürüldükten sonra fırına verilir.Cevizli çörek aynı zamanda ekmek fırınlarında da yapılır. Cenaze evine yakınları tarafından yapılıp götürülür. Bayanların kabul günlerinde yapılır.
Sini çöreği:Saçta pişirilmiş ve ıslanmış yufkadan yapılır. Süt, yoğurt ,yumurta,sıvı yağ ve tereyağı karışımı ile ıslatılan yufkaların arasına iki yufkada bir kıyma,soğan,ıspanaktan oluşan iç konulur.15 yufka üst üste konulduktan sonra en üste yumurta sarısı sürülerek fırına verilir.
Göbü : Mayalı hamurdan yapılır. Sade, peynirli, cevizli,ıspanaklı, kıymalı,iç konularak yarım daire şeklinde kapatılır.Kızgın sıvı yağda kızartılır.
Gaygana: Yumurta, Nişasta su ,tuz ile yapılan karışım tereyağı eritilmiş tavaya dökülür,pembeleşince diğer tarafı pişirilir.Kahvaltıda , aperatif yemeklerde sık yapılır.
Saç Bükmesi : Un, su, tuz ile yapılan hamurdan küçük pazılar yapılır.Bu pazılar tepsi büyüklüğünde açılır,yarısına hazırlanan yoğurtlu, ıspanaklı malzemelerden konulur.Odun ateşinde saçta iki tarafı da pişirilir. Pişirildikten sonra üzerine tereyağı sürülür. Yoğurtlu iç torba yoğurdu, nane, karabiber, yumurta karışımından oluşur. Ispanaklı iç: ince kıyılmış soğan , kavrulmuş kıyma, ince ince doğranmış çiğ ıspanak, tuz, karabiberden oluşur.
Tatlılar
Safranbolu baklavası : Yaprak inceliğinde nişasta ile açılan yufkalar bez örtülere serilerek biraz kurutulduktan sonra yağlanmış tepsiye aralarına dövülmüş ceviz serperek serilir. 40-50 yufkanın üst üste konulmasıyla yapılan baklavanın diliminin kalınlığı 3 cm kadardır.Yıldız şeklinde kesilip üzerine eritilmiş yağ dökülür.Fırına verilir.Önceden hazırlanmış şerbeti ılıkken dökülür.Şerbet içine aldıktan sonra ikramedilir.Bayramlarda Arife günü akşamdan şerbeti dökülen baklava, bayram ziyaretine gidilen her evde mutlaka bulunur. Düğünlerde kız tarafın da damat tarafında gelen konuklara ikram etmek için mutlaka baklava yapılır.Kız evi tarafından bir tepsi de damada hediye edilir.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Delioğlan Sarığı : Baklava gibi açılan yufkaya ceviz serpildikten sonra oklavaya sarılıp büzdürülür. Yağlanmış tepsiye dıştan içe dizilir. Ilıkken üzerine şerbet dökülür şerbeti çekince ikram edilir.
Höşmerim : Un ve yumurta ovularak küçük tanecikler haline getirilir.Orta ateşte yağla kavrulur.Biraz kavrulduktan sonra ceviz de konularak iyice kavrulur. Başka bir kaba alınır ve ılıkken üzerine şerbet dökülür, soğuyunca servis yapılır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Çingen Baklavası : Saçta pişirilen yufkadan yapılan bir tatlıdır. Kuru yufkalar parçalanarak tepsiye yerleştirilir.Arasına ceviz serpilir.Üzerine pekmez tereyağı ve su karışımı gezdirilir. Dilimlenerek hemen servis yapılır. Fazla önem ve emek gerektirmediğinden bu isim verilmiştir.Cingen baklavasına Yörük köyünde Koz Böreği denilir.
Su Muhallebisi : Pirinç unu ve nişasta tatsız olarak pişirilir.Muhallebi kıvamında az şekerle pişirilir.Tepsiye dökülerek soğuduktan sonra baklava şeklinde kesilir.Üzerine sulandırılmış pekmezle gülsuyu dökülür.
Tel Helva : Nişasta bol sıvı yağda kavrulur.Üzerine önceden hazırlanmış şerbet dökülür. İsteğe göre nişasta kavrulurken ceviz de konulur. Ilık servis yapılır.
Safranlı Zerde : Pirinç su ile yumuşayana kadar haşlanır. içine çekirdeksiz üzüm isteğe göre konulur. Şeker ve akşamdan ıslatılmış bir tel safran suyu ile birlikte ilave edilir. Muhallebi kıvamında pişirildikten sonra kaselere konulur. Soğuduktan sonra servis yapılır. Özellikle kentte bayramlarda, cenaze evinde mevlitten sonra ikram edilir.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Safranlı Aşure: Belli ölçülerde akşamdan ıslatılan aşurelik buğday, pirinç,nohut, kuru fasulye, çekirdeksiz üzüm,kayısı kurusu ayrı ayrı haşlandıktan sonra büyük bir tencereye alınarak kaynatılır. Sarı suyu çıkana kadar suda ıslatılmış bir çay kaşığı safran ve şeker ilave edilir. Ateşten alındıktan sonra kaselere alınır üzeri tarçın, ceviz, fındık ve nar ile süslenir.
Aşure: Buğday, pirinç, nohut, kuru fasulye kavurma ile tuzlu olarak yapılır. Üzerine kavrulmuş ceviz parçaları, tereyağı eritilerek gezdirilir. Aşure isteğe göre tatlı ve tuzlu olarak Muharrem ayında yapılır.Komşu ve akrabalara dağıtılır.
Haluşka: Oldukça sıcak yağlı suya azar azar un dökülür. Oklava ile karıştırılarak orta ateşte pişirilir.Küçük parçalar halinde tepsiye konulur. Üzerine ceviz, şeker şurubu, yağ, pekmez gezdirilir.
Lokma Tatlısı : Un, su, tuz ve mayadan oluşan yumuşak bir hamur yapılır.Hamurun mayası gelince kızdırılmış yağda kaşığın ucuyla hamur parçaları kızartılır. Önceden hazırlanmış şerbetin içine atılır. Ilık servis yapılır.
Helva : Her lokumcuda bulunan tahinden yapılan helva , yaz helvası ve kış helvası olarak müşteriye sunulur.
Yaprak Helvası : Nişasta, şeker su, limon ile yapılan helva malzemesi Yufka gibi ince açılır.10 cm kalınlığında aralarına ceviz serpilerek kat kat hazırlanır.Kara kare dilimlenerek satışa sunulur.
Lokum: Hindistan cevizli, fındıklı, çifte kavrulmuş, fıstıklı, safranlı, güllü, damla sakızlı olmak üzere günlük olarak üretilmektedir.Safranbolu Lokumu diğer lokumlara bakarak az tatlı, hafif olması nedeniyle diğer lokumlardan farklıdır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]








[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ESKİ HÜKÜMET KONAĞI
Bulunduğu yer, Safranbolu’da Kale olarak bilinmektedir. 1904 yılında Kastamonu Valisi Enis Paşa tarafından yaptırılan, iki katlı görkemli bir taş yapıdır. 1976 yılında yanmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığınca restorasyonu yaptırılan bina “Kent Tarih Müzesi” olarak pek yakında hizmete açılacaktır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
SAAT KULESİ
Kale üzerinde bulunan saat kulesi, Padişah III. Selim’in Safranbolu’lu Sadrazamı İzzet Mehmet Paşa tarafından 1797 yılında yaptırılmıştır. Kare planlıdır, saat zembereksizdir. Yapı restore edilmiş olup, cuma, cumartesi, pazar günleri geziye açıktır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ESKİ CEZAEVİ BİNASI
Kale üzerinde bulunan Eski Cezaevi Binası, Sultan 2. Abdulhamit tarafından 1906 yılında yaptırılmıştır. Restorasyonu tamamlanmak üzere olan bina “Tarihi El Yazması Eserlerin” sergilendiği “Dökümantasyon Merkezi” olarak kullanılacaktır.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
HIDIRLIK TEPESİ
Türklerin Safranbolu’ya geldikleri vakit konuşlandığı yerdir ve açık “namazgah” şeklindedir. Yağmur duası ile “Hıdırellez” kutlamaları burada yapılır. Üzerinde Köstendil Kaymakamı Hasan Paşa’nın Türbesi (1845), iki namazgah, Hızır (Hıdır) Paşa’nın mezarı ile Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Dr. Ali Yaver Ataman’ın (1955) anıt mezarı bulunmaktadır. Tepeye iki noktadan giriş ve çıkış vardır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
CİNCİ HANI VE HAMAMI
Her iki görkemli yapı Padişah I. İbrahim zamanında Kazasker olan Safranbolu’lu Cinci Hoca tarafından 1645 yılında yaptırılmıştır. Cinci Hanı, 2 katlı 63 odalı olup, Otel, restaurant, cafe ,bar olarak hizmete açıktır. Cinci hamamı(yeni hamam) kadın ve erkeklere ait iki bölümden oluşur. Halen çalışır durumdadır.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
YEMENİCİLER ARASTASI
Köprülü Mehmet Paşa Camisine bitişik 48 ahşap dükkandan oluşan ve “yemeni” denilen ayakkabının yapıldığı eski Lonca Çarşısıdır. Restore edilen çarşı turistik amaçlı kullanılmaktadır. Çarşıdaki Ahmet Demirezen Yemenicilik Müzesi hafta sonlarında geziye açıktır.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
DEMİRCİLER ÇARŞISI
İzzet Mehmet Paşa Camisi altından geçen “Akçasu” deresinin iki yakasına kurulan çarşı sıcak ve soğuk demircilik el sanatlarının üretildiği yaşayan tek lonca çarşısıdır. Bakırcı ve kalaycı esnafları da bu çarşı içersinde çalışmaktadır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
KAZDAĞLIOĞLU CAMİİ
Tarihi çarşının girişinde, çok köşeli ve kiremit örtülü kubbesi ile dikkati çeker. Yapım tarihi 1779’dur. Çevresindeki meydana ismini vermiştir.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
KÖPRÜLÜ MEHMET PAŞA CAMİİ
Köprülü Mehmet Paşa sadrazam olmadan önce bir dönem Safranbolu’da ikamete tabi tutulmuş sonrasında bir cami yaptırmış ve cami 1661 yılında ibadete açılmıştır. Cami Çarşı bölgesinde Çeşme Mahallesindedir. Çarşı içinden büyük kemerli kapıdan avlusuna girilmektedir. Diğer kapısı da Arasta’ya açılmaktadır. Cami tümüyle XVII. yüzyılın özelliklerini taşımaktadır. Avlusunda Şadırvan, Güneş saati ile Kütüphane ve Muvakkithane olarak müştereken yapılmış bina bulunmaktadır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
GÜNEŞ SAATİ
Avludaki bu saat basit tip yatay güneş saatleri sınıfına girer. Sabah 06:40 ile akşam 17:20 arasındaki zamanı metal plakanın gölgesine göre gösterir. 19.yy ortalarında yapıldığı sanılmaktadır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
İZZET MEHMET PAŞA CAMİİ
Padişah III.Selim zamanında 1794-1798 yılları arasında sadrazamlığa yükselen Safranbolulu İzzet Mehmet Paşa 1796 yılında Çarşı içinde bu camiyi yaptırmıştır. Cami ve avlusu altından geçen Akçasu deresi üzerine yapılan kemerler üzerine oturmaktadır. Cami İstanbul’daki Nurosmaniye Camiinin küçük bir modeli gibidir. Kütüphane, abdesthane, iki çeşme, ve vakıf dükkanları ile Küçük bir külliyeyi oluşturan eğimli araziye uyumlu bir şekilde yerleşen cami, tamamen kesme taştan yapılmıştır. Kalem işleri, bezemeleri Minber ve mihrabı çok zengin olup, mihrabın üzerinde III.Selim’in tuğrası bulunmaktadır. Ayrıca daha önce Manisa’da bulunan İzzet Mehmet Paşa’nın mezarı 2005 yılı içerisinde kendi memleketi olan ilçemize getirilmiştir. Şuan camii avlusunda görülebilmektedir.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
KAÇAK (LÜTFİYE) CAMİSİ
Çarşının Akçasu Mahallesindedir. Akçasu Deresi üzerinde kemerler kurularak yapılmıştır. 2006 yılında restorasyonu tamamlanmıştır. Caminin yapım yılı 1880’dir.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ULU CAMİ (AYESTEFENOS KİLİSESİ)
Rumlardan kalan ve 1872 yılında yapılmış eski kilisedir. Çevresindeki Skalion binası (Rum Mektebi-1863) ve Papazın Konağı ile birlikte ilginç bir külliye oluşturur.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ESKİ BELEDİYE BİNASI
Çarşı’da bulunan bina 1922 yılında Refik Güler Efendi tarafından yaptırılmıştır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ESKİ HASTANE
Kastamonu Valisi Abdurrahman Paşa tarafından 1890 yılında yaptırılmış bir taş yapıdır. Şu anda Fethi Toker Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi olarak faaliyet göstermektedir.
ESKİ ORTAOKUL
Bağlar-Köyiçi mevkiinde bulunan ve Kız Meslek Lisesi olarak kullanılan bu bina Sultan V. Mehmet tarafından 1915 yılında yaptırılmıştır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ESKİ TABAKHANE
Çarşının alt ucunda Akçasu ve Gümüş derelerinin birleştiği alandaki Eski Tabakhane bugün sadece ismiyle mevcuttur. Tabakhane Mescidi ile yıkık durumdaki Tabakhane binası, korunmuş bir iki atölye Tabakhanenin son tanıklarındandır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
İNCEKAYA SU KEMERİ
Sadrazam İzzet Mehmet Paşa metre uzunluğunda, 6 kemerli görkemli bir yapıdır. Su kaynağından ilçeye su getirilmesine yarayan kemer 110-220 cm genişliğindedir. Altındaki Tokatlı Deresi de kanyon gezisi için ideal bir parkurdur. İlçe merkezine 7,5 km uzaklıktadır. İncekaya Köyü’ndeki su kemeri 116 cm genişliğindedir. Restore edilen İncekaya Su Kemeri’nin alt tarafına çeşitli etkinlikler için sahne ve oturma yerleri yapılmıştır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
TÜRBELER
Hasan Paşa Türbesi
Hacı Emin Efendi Türbesi
Şeyh Mustafa Efendi Türbesi
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ÇEŞMELER
Safranbolu’da 100’ün üzerinde çeşme bulunmaktadır.
Bunlardan bazıları :
Kileci Çeşmesi, Hamidiye Çeşmesi, Şükrü Efendi Çeşmesi, Fatma Hanım Çeşmesi





KAYMAKAMLAR GEZİ EVİ
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
18. ve 19. yy. Türk toplumunun geçmişini, kültürünü, yaşama biçimini ve teknolojisini yansıtan Safranbolu Evleri arasında önemli bir örnektir. 18. yy. başlarında yapıldığı sanılmaktadır.
Sahibi Safranbolu kışlası kumandanı Hacı Mehmet Efendi’dir. Hacı Mehmet Efendi’ye yarbay karşılığı olan “Kaim-Makam” denilmesi nedeniyle ailesi; dolayısıyla evleri de halk arasında bu isimle söylenegelir olmuştur.
Kentsel dokusunu ve tüm mimari özelliklerini günümüze dek koruyabilmiş, ilçemizde T.C. Kültür Bakanlığı’nın Safranbolu’nun korunması ve sağlıklaştırılması projesi çerçevesinde 1979 yılında kamulaştırıp restorasyonunu tamamladığı Kaymakamlar Evi; 16.12.1981 tarihinde Eğitim Merkezi olarak hizmete açılmıştır. Safranbolu Çarşı’sı içinde, Hıdırlık Yokuşu Sokağı üzerinde bulunan yapı; kitle, plan ve cephe olarak özgün bir Türk Evi niteliğindedir.
KİLECİLER GEZİ EVİ
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
İlçemizin Musalla Mahallesinde Kışlayanı ve Akpınar sokaklarının birleştiği köşe başında bulunan Kileciler Evi’nin 1884 yılında Hacı Mehmet Efendi tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Her iki sokağın eğimine göre biçimlenen yapı, tam anlamıyla bir köşe evdir. Temel taş duvarlı, üst katlar ahşap çatkı arasında kerpiç dolgudur. İki cephede üst kat zarif işlemeli taş konullar üzerinde dışarıya taşarak inşa edilmiştir. Harem ve selamlık bölümlü konağın selamlık girişi Kışlayanı Sokağı, harem girişi ise Akpınar Sokağı üzerinde bulunmaktadır.
MÜMTAZLAR GEZİ EVİ
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
1888 yılında Gazi Süleyman Paşa Medresesi Baş Müderrisi Müftü ve Müderris Ziya Efendi tarafından yaptırılmıştır.
Geleneksel Osmanlı – Türk mimarisinin en belirgin özelliklerini gösteren ev, alttaki hayat bölümü ile birlikte 3 katlıdır.
Harem ve Selamlık bölümlerinin birbirinden ayrıldığı evin üç ayrı girişi vardır.
SİPAHİOĞLU GEZİ EVİ
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Yörük köyündeki anıtsal nitelikli evlerden biridir.
Sipahioğlu Evi , genelde tüm Yörük Evleri gibi taş zemin üzerine, iki katlı olarak yapılmış, hissedarları tarafından binanın harem ve selamlık bölümleri ayrılmış, gezi amaçlı olarak kullanılmaktadır. Evin odalarında bulunan kalem işi süslemeler dikkat çekmektedir. Kalem işi süslemelerde C ve S kıvrımlarından oluşan düzenlemelerin de kullanıldığı firizlerde ve kartuşlar içinde “H.1294 -M.1877” tarihi okunmaktadır.

EMİR HOCAZADE AHMET BEYLER GEZİ EVİ[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Bağlar-Değirmenbaşı mevkiinde bulunan bu evin bir odası önceden izin alınmak suretiyle gezilebilmektedir.
Olağanüstü ahşap işçiliğiyle dikkat çekmiştir.



Paylaşım Pşatformu.. [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Rebel Justice
Rebel Justice
Kurucu Metin2Frm.Bosfforum.Biz
Kurucu Metin2Frm.Bosfforum.Biz

Mesaj Sayısı : 1107
Para-Puan : 909354
Rep Puanı : 9151
Kayıt Tarihi : 05/09/10
Yaş : 30
<b>Nerden</b> Nerden : ●Ankara●
http://metin2frm.bosfforum.biz/forum-yonetim-merkezi-f39/reklam-ucretleri-t1751.htm#2254

http://metin2frm.bosfforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz